Bugun...


SP Lideri Karamollaoğlu, Fox Haber'de Konuştu
Tarih: 19-08-2020 10:54:34 Güncelleme: 19-08-2020 11:43:34 + -


Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Fox TV’de Çalar Saat programında Ezgi Gözeger'in konuğu oldu.

facebook-paylas
Tarih: 19-08-2020 10:54

SP Lideri Karamollaoğlu, Fox Haber'de Konuştu

Karamollaoğlu, kadına yönelik şiddet ve İstanbul Sözleşmesiyle ilgili şunları söyledi:

“Türkiye’de ve dünyada kadına şiddette bir artış var. İstanbul Sözleşmesi’nin bunu çözmediği ortada. Sosyologlar ve psikologlar tarafından araştırma yapılıp; gerekli tedbirlerin siyasetçilere teklif edilmesi lazım.”

“İstanbul Sözleşmesi'ni sürekli tartışmak; bize bir fayda sağlamıyor. Bizim ülke olarak etkili çözümler geliştirmemiz gerekiyor. Bu bağlamda planlı kadın cinayetlerinde idam cezası bile gündeme getirilebilir.”

Karamollaoğlu, Ezgi Gözeger’in İstanbul Sözleşmesi ve kadın cinayetleriyle ilgili sorusunu şöyle cevaplandırdı:

“İstanbul Sözleşmesi’ni insan ilk defa okuduğunda ‘Burada bir şey var mı, yok mu’ anlayamıyor ama arka planı deşildiğinde bazı endişeler ortaya çıkıyor. Bu nedenle iki konunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz ve bunların ele alınması gerektiğine inanıyoruz.

 

KADINA ŞİDDETİ PSİKOLOGLAR, SOSYOLOGLAR ARAŞTIRMALI, ÇÖZÜMÜ SİYASİLERE SUNMALI

Bunlardan biri kadına şiddet. Biz kadına şiddetin sonuna kadar karşısındayız ama şunu da görüyoruz sadece Türkiye’de değil dünyada da maalesef kadına şiddette artış var. Sebebi nedir? Bunun sosyologlar, psikologlar tarafından araştırılması ve gerekli tedbirlerin siyasetçilere teklif edilmesi lazım.

İstanbul Sözleşmesi bunu çözmüyor. Çözmediğini gördük. Bugüne kadar kadına şiddette Türkiye’de ciddi bir artış meydana gelmiş ve bu artış herkesi endişelendirecek boyuta ulaşmış durumdadır. Bundan dolayı kadına şiddetin daha zecri, önemli, etkili tedbirler gerektirdiği hususunda hiç tereddüdümüz yok.

 

KADINA ŞİDDET MUTLAKA ÖNLENMELİDİR

Biz bu konunun münhasıran ele alınması, 6284 sayılı kanun başka olmak üzere kadına şiddeti önleyecek her türlü yola başvurulması gerektiği kanaatindeyiz. Kadına şiddet mutlaka ama mutlaka önlenmelidir.

Kadının ikinci sınıf vatandaş gibi görüldüğüne yönelik bir algı varsa, bunu da mutlaka değiştirmeliyiz.

 

KADINA ŞİDDETİ ENGELLERKEN AİLEYİ DE KORUMALIYIZ

Ancak ikinci bir konu daha vardır, toplumun temelini aile oluşturur. Ailenin varlığını sağlıklı bir şekilde devam ettirmek toplumun sağlıklı olarak gelişmesine katkı sağlar. Bundan dolayıdır ki aileyi koruyacak tedbirlere çok özen göstermeliyiz. Kadın çalışmalı mı, yeri geldiği takdirde çalışmalıdır. Ama kadın aynı zamanda bir annedir, eştir, üzerindeki bu görevleri de yerine getirecek, ifa edecek tarzda kadının mutlaka aile içinde de vazifesinin tarif edilmesi korunması gerekir.

 

“Bunun yerini kim belirleyecek? Devlet mi? Bunun sınırını kadının çizmesi gerekmiyor mu?’

“Zaten öyle olsun demiyorum ki, burada takdir doğrudan doğruya kadına aittir ancak devlet kadın çalıştığı takdirde kendisine yapılacak yardımları belirlemeli, tedbirler almalı, yoksa kadını tahdit etmeli diye bir ifadem olmadı. Bütün mesele ailenin korunmasıdır. Çocuk yetiştirmek önemli bir şey, çocuk ana baba şefkati olmadan sağlıklı bir şekilde yetişemez. Annenin şefkati ihtimamı başka biri tarafından gösterilemez. Ama bu imkanlar kadının ailenin bir ferdi olduğunu dikkate alarak yapılmalıdır.

Diğer taraftan da şunu söyleyeyim. Adalet adalettir. Siz bir noktada adaleti koruyacaksınız, bir noktaya gelecek burada adaleti gözetemem çünkü gözetirsem birisi zarar görebilir diyeceksiniz. Böyle bir anlayış olmaz.

 

BOŞANMAYI DEĞİL, AİLEYİ BİR ARADA TUTMAYI TEŞVİK ETMELİYİZ

Burada diyorum ki, kadının ifadesi önemlidir. Mesela kadın telefon etti dedi ki ben şiddet görüyorum. Polis gitti, kimseyi dinlemeden aldı adamı uzaklaştırdı. Sonra da ortaya çıktı ki kadın aslında bunu aniden fevri bir şekilde ifade etmiş, kavga çıkmış, kavga neticesinde böyle söylemiş. Kötü niyet hiç olmaz diyebilir miyiz? Kötü niyet neticesinde böyle bir telefonda bulunmuş. Eğer ilk anda bu şiddetin devam edeceği endişesi kanaati varsa, tamam erkek farklı bir yere sevk edilebilir. Ama kadının söylediği doğru mu değil mi, bu çift barıştırılabilir mi barıştırılamaz mı? Böyle bir girişimde bulunulmasını yasaklamayı doğru bulmam.

 

EĞER EVLİLİK YÜRÜMÜYORSA, O ZAMAN BOŞANMA HAKTIR

Bu noktadaki hassasiyetimiz, birinin yanında durmak değil, aileyi korumak için iki tarafı da dinlemeye ihtiyaç var. Barışabilenler olur, barışamayanlar olur. Ben şunu gördüm, Allah muhafaza bir çift boşandığında çok ciddi problemler yaşanıyor, çocuklar etkileniyor. Eğer onları bir arada tutabilirseniz birbirlerine rıza göstererek bu birliktelik devam ederse bu faydalıdır ama bazı yerlerde de bakıyorsunuz ki bu birlikteliği sağlamak mümkün değil.

O vakit hakikaten boşanmak gerekir, çünkü boşanmak da bir haktır. Katolik nikahı değil bu, evlilik kutsaldır korunması icab eder ancak devam ettirilemiyorsa zorla devam ettirmek için çaba sarf etmek de gereksizdir. Boşanma noktasına gelmişse çiftler ayrılır, çocuklarla ilgili kararlar alınır.

Boşanma kadın ve erkeğin kendi tercihlerine bırakılmalı ama burada aile, dostlar da devreye girebilir. Devletten çok o ailenin tarafları devreye girebilir, çözüm arayabilirler. Arkadaş çevresi bunun devam edip etmeyeceğini de bilir, geçinemediklerini görüyorlarsa ayrılırlar. Ama bu dayatma ve ısrarla, zorla olmamalıdır.

 

BOŞANMALAR EN ÇOK ÇOCUKLARI ETKİLİYOR, BUNU GÖZ ÖNÜNDE TUTMALIYIZ

Şu anda dünyada sanki bu boşanmalar teşvik ediliyormuş gibi bir hava oluştu. Erkeği yanaştırmayın, kadının dönüşüne de imkân tanımayın, çocuklara yetimhanede bakarız anlayışı. Olmaz böyle. Çocukları olduğu için daha bir ihtimam göstermeliyiz.

Yoksa zorla her gün kavga çıkan, kadının eziyet, işkence gördüğü hatta katledildiği bir ortama rıza gösterebiliriz miyiz? Bu mümkün değil. Mutlaka tedbirler alınması gerekir ama bu iki konu da ayrı ayrı ele alınıp çözüme kavuşturulmalıdır.

Kadını koruyabilmek annelik vasfını yerine getirebilmesi için ona destek olmak gerekir.

 

PLANLI CİNAYETLER İÇİN İDAM CEZASI UYGULANABİLİR

Biz İstanbul Sözleşmesini gündemimizde tutmayı arzu etmiyoruz. Kadına şiddet önlenmeli hatta katliamlar oluyor kadınlar katlediliyor. Planlı katliamlar sonunda insanlar hayatını kaybediyorsa, idam cezası getirmek bile mümkün. İlla da idam gelsin diye söylemiyorum ama planlı katliamlarda idamın caydırıcı olabileceğine yönelik kanaat var birçok kimsede.

Öbür taraftan da kadının diğer ihtiyaçlarını karşılayabilmek için de toplum olarak gayret etmeliyiz. Fakat kadının annelik vasfını ortadan kaldırmak gibi bir gayretimiz olmamalı, kadın bir eştir ama aynı zamanda anadır. Bizim inancımızda cennet anaların ayağı altındadır. Bu kadına verilen önemi göz önünde tutalım.

Bu problemi didişerek değil, çözüme odaklanarak çözelim diyoruz. Biz bir takım teklifleri kamuoyuna da teklif edeceğiz.”






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YUKARI