Trabzonspor’un bu sezon oynadığı futbolu ‘Korona Öncesi’ ve ‘Korona Sonrası’ diye ikiyi ayırmak gerekiyor. Zira bu süreçte çok şeyler yaşandı. Lider koltuğunda oturduğundan rakiplerinin ve işbirlikçilerinin alaşağı etmek istediği Trabzonspor, perde arkası oyunlarla ortaya konan UEFA kararı sonrası nasıl bir hedef olduğunu gördü. Gördü ama önlemini alamadı.

Süreç içinde yaşananlar belli ki yönetim kadar teknik heyet ve futbolcuları da olumsuz etkiledi. Trabzonspor hemen tüm spor yazarlarının gıpta ile söz ettiği futbolundan uzaklaştı. Bünyesinde yeni bir hastalık icat etti. Gol at üstüne yat.

Bu filmi be sezon maalesef çok izledik. Son dakikalarda yenen gollerle puanlar kaybettik. Buna çözüm bulması gereken teknik heyetti. Ama olmadı. Yapamadılar!

***

Güya şampiyonluğa oynayan (biz öyle biliyorduk) Trabzonspor, Antalyaspor ile 2-2 berabere kaldı. Hem de kendi evinde… Bir önceki hafta Ankaragücü ile olduğu gibi… Ne tuhaf değil mi? Git Galatasaray’ı İstanbul’da yen ama ligin dibindeki takımlarla berabere kal… Bunun adı maç seçmektir, ruhsuzluktur. Kime neyi pazarlıyorsunuz?

Trabzonspor, hiçbir iddiası bulunmayan Antalyaspor’a karşı bilindik futbolundan uzak bir oyun sergiledi. Defans bloğundaki hastalık takımı mahvetti. Taktik yok, pas yok, paylaşım yok, kardeşlik yok. Oynanan futbola bakarsanız aslında Trabzonspor beraberliği bile hak etmedi. Antalyaspor sayısız fırsatı değerlendiremedi.

Geriye sadece üç maç kaldı. Trabzonspor’un matematiksel olarak şampiyonluk şansı kalsa da oynadığı futbolla bunun mümkün olamayacağını görüyoruz.

***

Peki bu sürecin suçlusu kim? Trabzonspor’u en iyi bilen meslektaşlarımızdan biri olan köşe yazarımız, Gazeteci Cevat Kol, sosyal medyadaki hesabından bir anket yaptı.

Anketin sorusu şöyle: İyi kaptan fırtınalı havada belli olur. Üç kaptandan hangisi işini yaptı?

Sonuçlar şöyle: Yönetim % 22, Teknik Heyet: % 6, Futbolcular: % 10, Hiçbiri: % 62

Olay bundan ibarettir.

Elbette bu mücadelede masa başı ve saha dışı oyunlar olacaktır. Bunu 2010-2011 sezonunda gördük ve yaşadık. Ama artık hepsini yenmen gerektiğini bileceksin. Çıkacaksın sahada takır takır futbolunu oynayacaksın… Zoru başarıp bu kadar basit puanlar kaybetmeyeceksin. Sonra da bize ‘Ey Ruh Nerdesin!’ dedirtmeyeceksin.

Kusura bakmayın ama sitem etme hakkımı da kullanmak istiyorum. Yazıklar olsun!..