CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'başörtüsü' hakkında önceki gün meclise kanun teklifi vereceklerini açıkladı. Helalleşme çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Burada bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte. Değişmeyi ve öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı" ifadelerini kullandı. AK Parti cephesinde ise bu girişim samimiyetsiz bir çaba ve oy avcılığı şeklinde yorumlandı.
Şurası açık ki başörtüsü bazen dini gerekçe ile bazen de geleneksellik ile açıklanmış olan toplumsal bir gerçekliktir. Ancak, modern Müslüman kadının kamuya katılımını kolaylaştıran başörtüsünün takılması, uzun yıllardan beri yasaktı. CHP, bu yasağın ne yazık ki kıdemli savunucusuydu. Dönem dönem farklılaşmakla beraber başörtüsü, genel olarak kamusal alandan dışlanmış ve bu yasak rejimin ceberut yüzünün göstergesi olmuştu. Kamusal alanda dinin varlığı veya kısıtlanması hep başörtüsü ekseninde düşünülmüş ve tartışılmıştı.
Başörtüsünün CHP tarafından nasıl yasaklanmaya çalışıldığını tespit edebilmek için Baykal CHP’sini hatırlamak yeterli olacaktır. Baykal'a göre, üniversitede okuyan kızların taktıkları örtü türbandı. Rejime karşı bir uygulama olan türban yasağını destekleyen Baykal'a göre yasak kalktığı takdirde ortaya din veya mezhep merkezli bir toplum çıkabilirdi. Bu durum, ona göre eğitimin dinselleşmesini çağrıştırmaktaydı.
Baykal'a göre inancın bir gereği olarak türban veya başörtüsü, özgürlük kapsamında değerlendirilemezdi. Zira ona göre anayasal olarak, bir kamu hukuku hakkı olarak anayasanıza toplumun bir kesimine dini inancının gereği olarak insan hak ve özgürlüğünün bir parçası olarak inancını yansıtan bir kıyafetle girmesi hakkını tanıdığınız anda bunun toplumun her kesimi için kullanılması kaçınılmaz hâle gelirdi. Baykal böyle meşruiyeti ciddi ölçüde sorgulanır bir başörtüsü fikrine sahipti.
"Devlet inançlar üstüdür" diyen Baykal'ın zihniyet dünyasında kamusal alan devletin alanı olup filtreleme aygıtı işlevi görmekteydi. Katıldığı bir televizyon programında; "Başörtüsüyle ilgili bir problem yok... Burada sorun şu: Bu, türbanı resmileştirme, türbanı Türkiye'nin resmî, anayasal, devlet düzeninin içine yerleştirme mücadelesidir. Buna direnenler de türbanın kendisine yönelik tepkiden çok, devletin türbanlaştırılmasına, devlete bir türban takılmasına yönelik kaygıları dolayısıyla tepki gösteriyorlar" diyen Baykal'a göre; "Türban, 'Sizin laik devletinizi ben türbanlı devlet haline getirmek istiyorum' iddiası taşıyordu.
İşte böyle bir ortamda özünde dini bir emre ve zorunluluğa bağlı olarak ortaya çıkan giyinme biçimi olan başörtüsü uzun yıllar kamusal alanda kendine yer açmaya çalışmıştır. Dindarlığı sembolize eden başörtüsü ve başörtülü kadın, kamusal hayatta ve özellikle üniversite düzeyinde varlığını ortaya koymaya gayret göstermiştir.
Kılıçdaroğlu CHP’si ise laikliğin bu yobaz ve ideolojik hegemonyasından uzaklaşarak, halkın inançlarına ve bu Müslüman milletin yüzyıllardır taşıdığı değerlerin ruhuna yaklaşmaya çalışmıştır. Türbanla meclise girilmesi, başörtüsü yasağının kaldırılması yönündeki destek Kılıçdaroğlu'nun siyasi profilini farklılaştırmıştır. Özellikle laiklik vurgusunu politik arenadan çekmesi ve ekonomik sorunları ön plana çıkarması, kamusal alan ve din tartışmalarında farklı bir siyaset izlenmesi, klasik CHP seçmeninden, muhafazakâr toplumsal ve siyasal kitleye açılmak isteyen bir CHP'nin izdüşümü olarak karşımızda durmaktadır.
Bu değişim söyleminin hayata geçirilmesi sürecinde nelerle karşılaşılacağı, dahası CHP'nin bu konuda başarılı olup olamayacağı önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde net bir şekilde görülecektir.
Her şeye rağmen Baykal CHP’sinin başörtüsü meselesine yaklaşımından, Kılıçdaroğlu CHP’sinin konuya bakışının yukarıda bahsettiğimiz niteliğe bürünmüş, dönüşmüş olması Müslüman Türk Milleti adına sevindirici bir gelişmedir. Bizce yapılması gereken AK Parti’nin bu girişimi yerinde, samimi bularak bu meseleyi bir daha açılmamak üzere tarihin tozlu sayfalarına göndermesi, başörtüsüne kamusal alanda tanınan fiili özgürlüğü resmen yasalaştırarak gelecekte yaşanabilecek olası olumsuz gelişmelerin önüne geçmesidir.