escort bursa - escort bayan - gorukle escort bursa escort - bayan escort gorukle escort bursa
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


Halil KESKİN

facebook-paylas
Amiral Battı (mı)?
Tarih: 05-04-2021 17:53:00 Güncelleme: 05-04-2021 17:53:00


104 amiralin bildirisi haberini duyunca aklıma direkt ‘Amiral Battı’ oyunu geldi.

Bu oyunu oynamak için 2 taraf gereklidir öncelikle ve kâğıtta denizaltı gibi savaşta kullanılan araçlar yerleştirilir, kodlamalar ile savaş araçlarını bulmaya çalışılır. Savaş stratejisi olan oyunda, bir adet de amiral vardır, ki zaten oyun da ismini buradan alır.

Bu oyuna neden değindim, ironidir ki taraflar amirallerini gizlerken gündeme gelen konuda amiraller açık edilmiştir. Bu sebepten bildiriye barışçıl bir yazı olarak da bakılabilir. Eğer bu karşılıklı çekişme ise, bu adım mantıken yanlıştır. Yok bu normal bir uyarı/tavsiye niteliği taşıyorsa, o zaman da  saati ve zamanlaması manidardır.

Birçok teori geliştirilebilir bunun üzerine. Mevcut iktidarın yıllardır gündem oluşturmada hiç zorluk çekmediğini biliyoruz, bunun üzerinden bakıldığında, yaşananları gündem/hedef saptırma olarak da okuyabilir miyiz? Hani derler ya, ‘Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor’ diye. Bugün, iktidar bu ikilemin arasına sıkışmış şekilde ülkenin mevcut sorunlarına çözüm aramak yerine, kendi iktidarını sürdürebilmek için yol aramaktadır. Fakat temel problemlerin çözümü uzadıkça, halkın tepkileri de artıyor. Çözüm bulana kadar bu sesleri daha ulvi bir ses ile dindirmelidir.

7 kere gidip 8 kere gelmesiyle meşhur Süleyman Demirel’in söylemiyle ‘boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur’ Tam da bu sözün siyasette karşılık ürettiğine şahit oluyoruz. Bu durum iktidar mensuplarını tedirgin ediyor, çözüm bulamadıkça da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.

Ülkede bolluk bereket varmış gibi söylemlerle bunu gizlemeye çalışıyorlar. İktisadi grafiklerle bunu desteklemek istiyorlar fakat bir türlü istedikleri sonucu alamaz oldular. En azından şunu da denemeliler, enflasyon hesaplamasını hangi marketten yapıyorlarsa, halka söylesinler de herkes oradan alışveriş yapsın. Belki bu çözüm olabilir.

Mevcut sorunları ekonomi özelinde değerlendiriyorum, bu, diğer sorunları geri plana attığım anlamına gelmiyor elbette. Lakin ekonomide işler yolunda giderse, diğer sorunlar göz ardı edilebilir, en azından siyasal iktidar açısından ikbal ve beka sorununa dönüşmez.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi üzerine yazılan bildirinin yanlışlığını ileri sürenler, acaba emekli amiraller yazdı diye mi yoksa yayınlama saatine mi tepki gösteriyor. Elbette burada da soru işaretleri var. Denebilir ki görevde olanlar askeri meseleler konusunda siyasi erkin karşısında durabilseydi böyle bir adım atılmazdı. Bunun olmazlığı ülkenin geldiği durumdan ötürüdür. Bakanlıkların özel sektöre devredildiği, askeriyenin ve birçok kurumun siyasallaştığı ortamda aksi fikir beyanı bedeller ödetiyor. Ortamın bu şekilde olması organik olmayan hareketler ortaya çıkarıyor.

İktidar en üst perdeden buna karşı bir direniş örneği gösteriyor. Görünen o ki seçime kadar ve seçim sürecinde bunu kullanacak. Fakat bu esaslı bir hata olur eğer ki ekonomik tabloyu düzeltmezse.

Çünkü iktidar her seçimde, “Bu seçimi de kazanırsak her şey sizin istediğiniz gibi olacak” motivasyonu ile seçime giriyor, aynı tutum ile halkın karşısına çıkarsa bu sefer orada ‘dur’ denebilir.

Türkiye Cumhuriyeti savaşla ve askerlerin öncülüğünde kurulmuştur, askerlerin kendilerini ülkenin sahipleri görmeleri de bundandır. Bilinçaltını artık bir kenara bırakmalılar. Bu hamleler siyasetin doğal akışını bozarak siyaseti sonucu kestirilemez hale sokuyor.

Peki, aynı amiraller iktidara destek bildiri yayınlasaydılar aynı şeyler yaşanır mıydı? Pek tabii ki o zaman kahraman olarak anılacaklardı. Ondan dolayı karşı çıkanların derdinin ülke menfaati, demokrasi, halk iradesi, askeri vesayet vb. kavramlar ile alakası olmadığını söyleyebiliriz.

‘Kanal İstanbul projesinin Montrö Boğazlar Anlaşması ile ne alakası var’ diyorlar. Siz bu kanalın İstanbul Boğazındaki ticari gemi trafiğini azaltmak için yapıldığına inanıyorsanız buradan Montrö anlaşması nedir? Kanal İstanbul ile bağlantısı nedir? Anlatacak değilim.

Şimdi olacak olan Kanal İstanbul’u kesinlikle sonuçlandırmalıyız, darbe tehdidi geçmedi, halk desteğini en yüksekte göstermeli, gizlenen FETÖ yapılanması hortluyor gibi söylemlerle halkı seçime kadar devletin yanı mevcut iktidarın arkasında toplama çabaları olacak.

Son olarak bu şekilde belirsizlik ve güven ortamı devam ederse yüksek faiz sermaye çekmekten çok enflasyon arttırma görevini yapacaktır ilgililerine duyurulur.

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
HABER ARA
YUKARI