escort bursa - escort bayan - gorukle escort bursa escort - bayan escort gorukle escort bursa
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


Mustafa USTA

facebook-paylas
Memlekette ‘Önemli İnsan’ Enflasyonu Var!
Tarih: 08-04-2021 11:16:00 Güncelleme: 21-04-2021 16:08:00


Her şeyin enflasyonu olur da, insanın olmaz mı?

Olur elbette.

Ama sıradan insanın değil tabii, önemli insanın!

Bizim memlekette de herkes ‘önemli’ olmanın derdinde.

Haliyle ortalık ‘başkan’dan, ‘müdür’den, ‘amir’den geçilmiyor…

En düşüğü, ‘şef’…

O da yükselmek için gayret ediyor.

Sırasını beklemiyor elbet, çünkü ‘herkesin yükselişe geçtiği’ yerde, sırasını beklerse, daha çok bekleyeceğini iyi biliyor!

İşin garibi, ortada ne işçi kaldı, ne de memur!

Trafik polisleri de olmasa, ‘memur bey’ lafı, inanın mazi olacak!

Bir de egosu şişik, patronvari tiplerin müstahkir bir edayla ‘benim eleman’ demesi var tabii…

***

Meselenin bir de gayri resmi tarafı var…

Bu unvanlara sahip olma imkanı olmayanlar da, önemli görünme hissi veren ‘kılık-kıyafet ve araba’ peşinde…

Bir de deri çantası varsa, kompozisyon tamam.

Hani ağızlarını yaya yaya ‘kombin’ diyorlar ya, işte o.

Kurtlar Vadisinden fırlayıp gelen bu tiplerle, sokaklar işadamından geçilmiyor…

Herkesin patron, herkesin amir olduğu böyle bir memlekette elbette işçi bulunamayacak!

Çalışacak işçi mi (pardon eleman mı) kaldı?

***

Tabii bunlar, gayri resmi kanadın ‘snop’ları, modern dönemin 'Bihruz'ları oluyor, burada asıl özne, elbette ki ‘kodaman’ dediğimiz tipler…

Onlar, kestirmeden giderek, doğrudan önemi yaratan şeyin, yani paranın peşinde.

Zira iyi biliyorlar ki, bu memlekette, ‘bizatihi şahsınızdan mütevellit bir kıymete haiz değilseniz’, o kıymeti paldır küldür doğuran şeye, yani paraya sahip olmadıkça itibar göremezsiniz!

Hem yıllarca okunarak, dirsek çürütülerek (yani ineklik yapılarak) ulaşılan makamlar da, bol paranız olunca, sizin yanınızda güdükleşiyor, hatta size özenen, ‘buyurun X bey/hanım’ diyerek işlerinizi görenler haline geliyor…

“Ben okumadım da ne oldu?” diye başlayan cümleler kurarak ulaştıkları konumu yücelten, okumayı ise aşağılayan bu tipler, sahip oldukları somut şeylerle avunadursun…

Garip ama, inekleri tahkir eden bu tiplerin pek çoğu, kendilerine yönelen eleştirileri “Oğlum ben eşek gibi çalıştım, bütün bunları hak ettim” diyerek cevaplıyor! Ne diyelim?

Haliyle gayri resmi tarafın bu büyük adamları, taşıdıkları büyük öneme binaen, büyük ve önemli işler peşinde oluyorlar. O ihale senin, bu ihale benim, imardan gümrüğe, ihracattan ithalata uzanan, bizim gibilerin aklının ermeyeceği bir dizi önemli şey işte…

Bol paralı işler yani…

***

Peki, bu paralar, unvanlar, titrler ya da görüntüler, bu insanları gerçekten de önemli yapıyor mu dersiniz?

Orasını bilemem ama önemli olma hissini yaşattığı kesin.

Yoksa bu kalıplara girenlerin, fotullanarak yerçekimine meydan okuması mümkün müydü?

Bizler yerçekimiyle barışık yaşamımızdan şikayetçi değiliz elbette…

Lakin üzüldüğümüz şey, ‘önem’ kavramının böylesine istismar edilmesi, içinin boşaltılarak anlamsızlaştırılması…

Hal böyle olunca da ‘önem’, elinin emeği, alnının teriyle hayatını kazanmaya çalışanlar, yani yerçekimiyle barışık yaşayanlar için fayda üretmek yerine, zarar ve maliyet üretir hale geliyor…

Zira önemsizlerin ! üzerine basarak yükselir ve önemli insan olursunuz.

Önemli olmanın kaymağını siz yerken, bedelini de önemsizler öder, işin tefsiri bu…

***

Önemli olma çabası, bireysel sınırlar içinde kalan megalomanik bir durumsa, problem değil, de öyle kalmıyor işte.

Bizim açımızdan önemli olan husus ise önemli olmayı belirleyen şey(ler)in, liyakat ve ehliyet değil, itaat, dalkavukluk ve daha çok da kurnazlık üzerine bina edilmesi…

Bu durumda, önem için gereken şey, yeterlilik değil, ‘yakınlık ve yatkınlık’ oluyor.

***

Sonuca gelince, önemli insanları böyle beliren/belirlenen toplumların da ‘yüzleşmeleri kaçınılmaz önemli problemleri’ oluyor.

Garip olanı ise, bu problemleri üreten sistemden/tiplerden de, problemlerin çözümünün bekleniyor olması…

Yani, bu tiplerden, onları yaratan/var eden şeyleri yok etmelerini, adeta harakiri yapmalarını safiyane duygular içinde bekliyor, istiyoruz…

Oluyor mu? Olmuyor elbette, bilakis problemler katlanarak artıyor.

Neden mi?

‘Önemi, böylesine önemsiz hale getiren’ insanların/toplumların kaçınılmaz sonu budur da ondan!

Hani ‘müstahakını bulmak’ diyorlar ya, tam da o işte!

Ne diyelim? Memleket, hemen her alandaki ‘bir avuç önemli insanın çabasıyla, gayretiyle’ hepten şirazesini kaybetmiyor ya, şimdilik buna şükrediyoruz!

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
HABER ARA
YUKARI