Gökhan DİHKAN (sayfa61)- Köseoğlu, “80 baronun çoklu baroya karşı bir duruşu var. Yani 80 tane baronun 80’i de çoklu baroya karşı bir bildiriye imza atmışsa dolayısıyla böyle bir durum ortadayken bu duruşu da dikkate alan ve ortak akılla çözüm üreten daha kuşatıcı ve kapsayıcı düzenleme yapılabilir. Aceleye getirmeden bütün paydaşlarla diyalog içerisinde bütün sonuçlarını ayrıntılı değerlendirerek hareket etmek lazım. Bu diyaloğun biraz eksik kaldığını düşünmekteyim” dedi.

Avukatlık Kanunundaki yeni düzenleme siyasi partiler ve bir kısım barolar tarafından siyaset malzemesi olarak kullanılsa bile doğru olanı yapmak adına Türkiye’de barolara ilişkin bu şekilde köklü düzenleme içeren bir kanun teklifinin tüm paydaşların ortak katkısıyla yapılması gerektiğine inandığını kaydeden Köseoğlu, “Barolar Birliğinin seçim sistemi, antidemokratik temsile ilişkin düzenlemelerle ilgili birçok avukatın ve baroların şikayetleri ve söylemleri vardı zaten. Dolayısıyla Avukatlık Kanununda değişiklik yapılması, Barolardaki temsilde bir düzenlemenin yapılması, temsilde adaletin sağlanması noktasında, Baroların siyasallaşmasının önüne geçilmesi ve meslek örgütü olarak Baroların mesleğin sorunlarına çözüm üretmede daha aktif rol alması noktasında eleştiriler zaten vardı. Baroların siyasallaşmasını eleştirdiğimiz bir noktada Baroları daha fazla siyasallaştıracak, meslek mensuplarını küçük gruplarla daha fazla ayrıştıracak, bir düzenlemenin ülkenin ne ölçüde faydasına olacağı konusunun daha geniş tartışılarak, ortak aklın daha fazla kullanılmasıyla bir düzenleme yapılmalıdır. Konuştuğum meslektaşlarımın hemen hepsi bu konuda kaygılarını dile getirmektedirler. 80 baronun bu sisteme karşı bildiriyle imza atması üzerinde düşünülmesi gereken bir olgudur. Dikkate alınması gerekir. Amacımız bu ülke adına doğru olanı yapmaksa bütün paydaşların katkısını alarak sistemin daha demokratik, daha katılımcı, herkesin temsil edilebilir olduğu bir düzenlemeyi hayata geçirmek gerekir. Söz konusu kanun teklifinin bu haliyle bu sonucu doğuracağından ülke adına doğruları yapma derdi olan bir siyasetçi, bir hukukçu olarak endişelerim var” dedi.

Komisyondan geçen teklifteki mesleki kıyafete ilişkin metni de sonuçları itibariyle eksik ve sıkıntılı bulduğunu kaydeden Köseoğlu, “Sadece cübbe giyilmesi koşulu en uç örnek olarak başkaca bir şey giyilmemesi durumunu ortaya çıkarabilir” dedi.