Gökhan DİHKAN (sayfa61)-  İnfaz düzenlemesine af yasası denmediğini ancak bunun bir af olduğunun altını çizen Baro Başkanı Suiçmez, “İnfaz düzenlemesi adı altında da yapılsa bu bir aftır. Tekrarlıyorum. İnfaz indirimi şeklinde adı geçiyor ama bu açık bir şekilde üzeri örtülmüş bir aftır. Dolayısıyla sürekli olarak gündeme afların getirilmesi vatandaşların adalete olan güven duygusunu da zedeliyor. Çok dikkat edilmesi gerekiyor. Devlet bir kere karar verdiği zaman sık sık afları da ortaya koymaması lazım. Aftan önce gündeme getirilmesi gereken konu var. Ülkemizde maalesef tutuklama bir tedbir olmasına rağmen genelde bunu bir cezalandırma yöntemi olarak görülüp mahkemeler hemen tutuklama kararı veriyor. İlk başta özellikle tutukluların denetimli adli kontrol mekanizmalarının uygulanması suretiyle salıverilmesi ilk başta yapılması gereken işlemlerden birisidir. Yani infazdan önce hüküm ceza almamış, henüz daha suçlulukları ispat edilmemiş kişilerin adli kontrol yöntemlerinin uygulanması suretiyle cezaevlerinin bu koronavirüs salgını nedeniyle bu yönde bir tahliyesinin öncelikle sağlanması gerekirdi. Ötekinde ise zaten hükümlü ceza işlediği sabittir. Şimdi burada bir örtülü bir af çıkartana kadar ilk öncelik tutukluların tahliyesinin sağlanmasıydı. Ayrıca çocukların derhal tahliyesinin sağlanması gerekirdi. Suça sürüklenen çocuklar tutuklu haldeyse bunların tekrar hemen salıverilmesi gerekirdi. Öncelikle yapılması gereken şeyler bunlardı. Gelinen süreçte anladığımız kadarıyla toplum artık bu örtülü affı bekliyor. Cezaevinde de salgının başlaması durumunda da bunun önüne geçilmesi çok mümkün olmaz. Dolayısıyla bu süreçte bu bir infaz indirimi çıkacak. Ama dediğim gibi hangi adla çıkarsa çıksın bu tür ceza infaz indirimi adı da verilse çıkarılan aflarla adalete güvenin zedelendiği bir gerçektir. Dengenin çok iyi kurulması lazım. Aslında bu tür aflarla ve ceza indirimlerinin toplumla bir barışma şeklinde gerçekleşmiş olması lazım. Gelinen nokta itibariyle bunların hiçbirinin tartışmaya konu edilmeyeceği görülüyor” şeklinde konuştu.

CİNSEL SUÇLAR İNFAZ İNDİRİMİ İÇERİSİNDE OLMAMALI !

Söz konusu infaz düzenlemesinin son şeklini almış olmadığını da sözlerine ekleyen Suiçmez, “Cezaevinde beklentiler uzun zamandan beri siyasi yönde yapılan açıklamalarla yükseltilmişti. Tabi şu anda mahkumlar bu koronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerinde ciddi bir tehdit altında. Dolayısıyla şimdi bu düzenlemenin geçeceğini düşünmekteyiz ama özellikle adam öldürme, cinsel suçlar, uyuşturucu maddeyle ticaretiyle ilgili suçların kapsam dışı kalması gerektiğini, yine terör suçlarının kapsam dışı olması gerektiğini uzunca süredir söylüyoruz. Uyuşturucu ticareti de kapsam içine alınacak diye söyleniyor o konu bir tartışmaya açılacak. Yargılamalar esnasında ticarete girmeyen birçok unsurun ticarete sokulduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla çok ağır cezalarla karşılaşılıyordu. Bunu göz önüne alarak bu infaz indiriminin içine bu konu sokulmaya çalışılıyor. Ama normalde bu suçu işleyenlerin ceza infaz indirimi kapsamı içine alınmasını da doğru bulmuyoruz. Özellikle cinsel suçların infaz indirimi içerisinde kesinlikle bulundurulmaması gerekiyor. Çocuklarla evlenmiş olan yani çocuklara karşı istismarda bulunan kişilerin hiçbir şekilde infaz indiriminden yararlanmaması gerekiyor. Bu hususlar dikkati çeken meselelerdir. Ama ilerleyen aşamalarda da şekil değiştirecektir diye düşünmekteyiz. Bir de anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık iddiasında bulunulması durumunda infaz düzenlemesinin kapsamının daha genişleme riski bulunmaktadır” diye konuştu.