Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde, üyeleri ile birlikte basın açıklaması yapan Tarım, “Trabzonspor galip geldi, mermi at, Fener yenildi mi mermi at, düğün, bayram oldu, mermi at görgüsüzlükten ve magandalıktan başka hiç bir şey değildir” dedi.

ÇÖZÜLEBİLECEĞİNE İNANDIK

Havaya açılan ateşlere ve yağan mermilerin toplumda yarattığı acıların sebeplerini bildiklerini ifade eden Tarım, “Mücadele başlattık, fakat sesimizi duyuramadık. Duyuramadığımızdandır ki bir yavrumuzu daha kaybettik. Bu konuda duyarlı valimiz olduğunu biliyoruz. Emniyet Müdürümüzle de yüz yüzü bu konuyu konuştuk ve hassasiyetleri çok hoşumuza gitmişti. Bu konunun çözümü sadece valimiz ve Emniyet Müdürümüzle çözülebileceği inancında değiliz. Halkımızın daha duyarlı olmasını, kanunların daha radikal kararlar olmalarını beliyoruz. Emir Yuşa Atıcı’nın ölümü bizleri derinden yaralamıştır.

BU ACILAR ORTIK YAŞANMASIN

En son 12 Ağustos 2020’de yapmış olduğumuz basın açıklamasına kulak verilseydi bu evladımızın ölümünü yaşamazdık. Trabzonspor yenecek silah atılacak, Fener yenilecek silah atacağız, bu nasıl sığ ve cahilce bir anlayıştır. Herkes işini yapmaya davet ediyoruz.

Cami imamlarını, köy ve mahalle muhtarlarını, bütün vatandaşlarımızı göreve davet ediyoruz. Bu acıların artık yaşanmaması için en son kaybettiğimiz Emir Yuşa Atıcı’nın vefatının bir milat olmasını arzu ediyoruz” dedi.

YETER ARTIK CANLAR YANMASIN

Tarım, “Yeter artık canlar yanmasın, masumlar ölmesin, analar ağlamasın, yılda ruhsatlı her silah sahibine verilen bin adet merminin nerede harcandığının hesabını sorulmasını talep ediyoruz” diyerek konuşmasına devam eden Tarım, “Geçtiğimizi hafta Çarşamba günü Ortahisar İlçesi Yeşilbük Mahallesinde çok üzücü bir olay meydana gelmiştir. İstanbul’da yaşayan ve memleketi Trabzon’da dedesini ziyarete gelen 15 yaşındaki Emir Yuşa Atıcı isimli evladımız havaya atılan yorgun bir mermenin vücuduna isabet etmesi sonucu maalesef hayatını kaybetmiştir.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI NEZDİNDE…

İl Müftülüğümüzden Cuma Hutbelerinde konunu gündeme getirilmesini talep ettik. İl Emniyet Müdürlüğünden ve Trabzon Valiliği'nden konunu hassasiyetle ele alınmasını istedik. Hatta İçişleri Bakanlığımız nezdinde girişimlerde bulunduk. Ayrıca bu konu ile ilgili defalarca basın açıklaması yaptık.

Ancak ne yazık ki bizlerin ve devlet yetkililerimizin tüm çabalarına rağmen bazı vatandaşlarımızın bu meşum alışkanlıklarından vazgeçmemektedirler. Bu meşum alışkanlık yüzünden tarif ve telafisi imkansız açılar yaşanmaya devam etmektedir” dedi.

GÖRGÜSÜZLÜKTEN, MAGANDALIKTAN..

Tarım, “Aslında kanunları incelediğimizde, havaya silah atmanın suçu az değil. Toplum sanki her alanda kendi gelenekleri üzerinden kendisini yönettiriyor. Sanki toleranslı davranıyoruz, sanki silah Türk toplumunun bir parçası gibi. Biz silah taşımayla uğraşmıyoruz, biz her fırsatta havaya sıkılan mermilerin bir geri dönüşü olduğunu, bu geri dönüşün insan canına mahal olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Silahın namus olduğunu, onun bazen ne kadar çok önem arz ettiğini bizler çok iyi biliriz. Trabzonspor galip geldi mermi at, Fener yenildi mermi at, düğün, bayram oldu mermi at. Görgüsüzlükten ve magandalıktan başka hiçbir şey değildir.  Başta söylediğim gibi kesinlikle bu Sayın Valimizin ve Emniyet Müdürümüzün tek başına halledebileceği bir mevzu değildir. Topyekûn hareket etmeli, bu kompleksli insanları aşağılayarak toplumda ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürmeliyiz.

GERİ VEREBİLECEK MİYİZ?

Mücadele çeşitlerimizi farklı biçimlerde göstermeliyiz. Diyanet işini yapmalı, muhtarlar görev almalı, köy kahveleri gezilerek anlatılmalıdır. Artık bunun bekleme ve sabretme süresi bitmiştir. En son kaybettiğimiz yavrumuzun annesi sosyal medyadan bağırıyor. “Trabzon oğlumu bana geri ver” diye. Verebilecek miyiz, hiç olmazsa çocuklarımızı ölümün ulaşamadığı bir yere koymak her anne ve babanın hayattaki var oluş sebebi değil midir.

Bazen bir ahlaksızın sebebiyle başaramıyoruz. Adını kader koymayacağız. İnançlı bir toplum olmakla birlikte bir alçağın havaya sıktığı bir mermiyle gelen ölüm, hiçbir zaman kader olmayacaktır”