Bugun...



Bahçeli: “Yansın Suriye, Yıkılsın İdlib, Kahrolsun Esad"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Esad tahtından indirilmeden ne Suriye’ye ne de Türkiye huzur gelecektir. Türk milleti gerekirse, Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimleri yerle yeksan etmelidir” dedi.

facebook-paylas
Tarih: 11-02-2020 14:55

Bahçeli: “Yansın Suriye, Yıkılsın İdlib, Kahrolsun Esad

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin son zamanlarda afetlerle, elim kazalarla, vahim hadiselerle boğuştuğunu belirten Bahçeli, Türk milletinin tek yürek, tek bilek, tek nefes halinde, ortak kader ve kardeşlik bağlarıyla mağdurlara sahip çıktığını, Devletin de bütün imkânları seferber ederek milli birlik ve dayanışma ruhunun harekete geçirildiğini söyledi.

Türk milletinin tarih boyunca felaketlere teslim olmadığının altını çizen Bahçeli, “Türk Milleti felaketlere direne direne, facialara ve feci hadiselere meydan okuya okuya bugünlere gelmiş, kutlu varlığını muhafaza etmiştir. Hiçbir engel aziz milletimizi istikametinden döndüremeyecek, ihlaslı ve iradeli yolculuğundan çeviremeyecektir” dedi.

1999 Gölcük merkezli deprem ile Elazığ Sivrice merkezli depremi karşılaştırıp siyasi fırsatçılık yapanlar bulunduğunu, deprem vergisinin akıbetini sorgulayanlarla, yardım paralarıyla memur maaşlarının ödendiğini söyleyenler aynı iftira çanağının iki yanında buluştuğunu dile getiren Bahçeli, “Bilinmelidir ki, Türk devleti ne 1999’da çöktü, ne de 2020’de zaafa uğradı. Çöken devlet değildir, çürük binalardır, utanmaz müteahhitlerdir, kaçak ve kanunsuz bina ve yapılara göz yuman işbirlikçi yöneticiler, çıkar lobileridir. Devlet aynıdır, ruh aynıdır, fıtrat aynıdır, duruş aynıdır, dün ile bugün arasında ayrımcılık yapanlar ya kalleştir ya da kifayetsiz muhteristir” şeklinde konuştu.

“Biz Türk milletiyiz. Biz Türkiye’yiz. Birlikte çok daha güçlüyüz. Kimin ne dediğinin bir önemi yoktur, millet ne istiyor, milli haklarımız neyi gerektiriyor ona bakarız, ilhamımızı tarihten, itibarımızı ecdadımızdan, itimadımızı da imanımızdan alırız” diyen Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“YÜREĞİMİZİN YANGINI KATİL ESAD DEFOLUP GİDENE KADAR SOĞUMAYACAKTIR”

“Türk milleti doğal felaketlerle mücadele ederken bilhassa İdlib’de kahredici gelişmelere şahitlik etmiştir. İdlib krizi, Rusya’nın hava desteğini alan rejim güçlerinin hunhar saldırılarını yoğunlaştırmasıyla farklı bir boyut kazanmıştır. Acılarımız henüz tazeyken, dün İdlib’den milli vicdanı heder eden, kederlendiren yeni şehit haberleri gelmiştir. Kanlı Suriye rejimi bir yanda masum sivilleri diğer yanda da Türk askerini hedef almıştır. Artık buna tahammül edecek halimiz kalmamıştır. Rejim güçlerine misliyle karşılık verilse de, yüreğimizin yangını katil Esad defolup gidene kadar soğumayacaktır.”

“Esad tahtından indirilmeden ne Suriye’ye ne de Türkiye huzur gelecektir. Türk milleti gerekirse, artık başka bir seçenek de görülmezse Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimleri yerle yeksan etmelidir. Diyorum ki, yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad. Ocağımıza ateş düşürenlerin ocağı söndürülsün. Evlatlarımızı toprağa serenlerin hayat pınarları kurutulsun.”

“Mehmetlerimizi şehit eden alçaklara ses çıkarmayıp Türk devletini ve hükümetini suçlayanlar, gönüllü Esad sözcülüğü yapanlar, Türk milletinin ruh köküne yabancı düşenlerden başkası değildir. Kılıçdaroğlu ve diğer Esad hayranları vatana ihanet içindedir. Esad’ın defterini dürmek varken, hatta bu sorumluluk ahlaki, tarihi ve hukuki bir mecburiyetken, temas ve görüşme önerisiyle avunanalar cinayete ve ihanete ortaktır.”

“TÜRKİYE YÜKSEK RİSK VE TEHLİKELERLE KARŞI KARŞIYADIR”

“Türkiye’miz yüksek risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Hainler milli varlığımızı tehdit etmektedir. PKK/PYD/YPG/FETÖ/DEAŞ/ESAD ve emperyalist çevreler Türkiye’nin kuyusunu kazmaktadır. Ne yazık ki, içimizde bunlara yardım ve yataklık eden işbirlikçiler vardır ve hüviyetleri bellidir. CHP Genel Başkanı’nın takdir ve tasvip ettiği karanlık oluşumlar zehir saçmakta, ülkemizi uçuruma çekmektedir. Bugünkü CHP yönetimi Türkiye düşmanları tarafından ele geçirilmiş, kafalarına da esaret çuvalı geçmiştir. 4 Ekim 2019’da, partimizin Başkanlık Divanı kararıyla, CHP-HDP ilişkilerinin incelenmesi, CHP Genel Başkanı’nın suç teşkil eden fiili ve değerlendirmelerinin analiz ve araştırılması maksadıyla üç Genel Başkan Yardımcımızdan kurulan Komisyon görevini layıkıyla tamamlamıştır. Partimiz iç bünyesinde oluşturulan bu Komisyon marifetiyle Kılıçdaroğlu hakkında 5 Şubat 2020 Çarşamba günü suç duyurusunda bulunulmuştur. CHP’nin Genel Başkanı ve yönetimi milli güvenlik meselesidir. İnanıyorum ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gereğini yapacak, adalet yerini bulacak, maşeri vicdan müsterih olacaktır. Kılıçdaroğlu, bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış. Oysaki bir boy aynasına baksa ayağı da görecek, boyunu da görecektir.”

“Bugüne kadar FETÖ’nün siyasi ayağını devamlı gündeme getiren biz olduk. Ancak bazıları her seferinde bizim düşüncelerimizi maksatlı biçimde çarpıttı, hedef şaşırtmaya çalıştı. Dedik ki, şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı, Yurtta Sulh Konseyi’nin siyasi ayağı kim olacak, ülkeyi kimler yönetecekti? Yani Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, bürokratlar kimlerden teşekkül edecekti? Mesela, Kılıçdaroğlu böyle bir durumda görev alacak mıydı? Söylediklerimiz budur. Arayış ve cevabını aradığımız sorular da bu şekildedir. Bizim çaycıyla, çorbacıyla, odacıyla, zabıt kâtibiyle işimiz yoktur.”

“İLKER BAŞBUĞ YANLIŞ YERDE İZ SÜRMEKTEDİR”

“Sayın İlker Başbuğ yanlış bir yerde iz sürmektedir. Şayet bugün eski uygulamaya dönülse, yani askeri mahkemeler kurulup, mesela Sincan ve Silivri’deki FETÖ’cü darbecilere tekrar yargılanma imkanı tanınsa doğabilecek tehditler hakkında bir fikir sahibi olan var mıdır? 2009 yılının 25 Haziran’ındaki bir konuyu bugün yeniden kaşımanın kime ne faydası olacaktır? Sivil mahkemelerin verdiği kararların ihlal ve inkarı nasıl bir gelişmeye kapı aralayacaktır? Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergeyi FETÖ’ye bağlamak, FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilişkilendirmek aşırı ve zorlama bir yorum değil midir? Bu manasız tartışmayı tetikleyip tırmandırmak kimin işine yarayacak, hangi çevreleri rahatlatacaktır?”

“26. Genelkurmay Başkanı görevdeyken FETÖ’cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır? Bizim için siyasi ayak Yurtta Sulh Konseyi’nin yürütme kadrosudur. Bunlar tek tek tespit edilirse, inanıyorum ki, FETÖ’cülerin, kriptocuların, hainlerin, Türk ve İslam düşmanlarının kökü kazınacaktır.”







FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
HABER ARA
YUKARI YUKARI