1xbet betist supertotobet
istanbul escort istanbul escort bayan
Bugun...


Halil KESKİN

facebook-paylas
Düşüncemiz Hangi Yüzyılda?
Tarih: 27-03-2021 16:51:00 Güncelleme: 27-03-2021 17:12:00


     İnsan bir kez yüzmeyi öğrenince normal şartlarda kendi kendini boğamazmış beynin refleksi denebilir. Genel örnektir bisiklet sürmeyi öğrenince unutmamak veya daha net anlatmak gerekirse manuel araba sürmeyi öğrendikten bir süre sonra vites atmamız, pedalları kullanmamız ve manevralarımız otomatik olur çok çaba gerekmeden yaparız.

     Böyle bir hafızamız olmasaydı ilk gün gibi enerji sarf ederdik günlük şeylere gereğinden fazla enerji harcanmasına sebep olurdu. Bu eşleşmelerle öğrenilen bilgiler artık yapay zekâ formuna dönüyor yapılacak olan ve hedef bellidir. Beyne öğretilen şeyler artık sana hâkimdir ve seni anda yaşatmaz.

     Siyasi tercihlerimiz, tüketim alışkanlıklarımız, aile yaşantımız gibi birçok konuda düşüncelerimizin iskeletini oluşturan bilgiler yapaylaşmıştır.

     21.yy Türkiye’sinde mantıksız gelen her şey geçmişten gelen bilginin hüküm sürmesidir düşünce olarak kaçıncı yüzyılı yaşıyoruz. Geçmişten gelen en bariz düşünce yapısı olan Avrupa’yı taklit edersek onların refah seviyesine ulaşacağımızı savunanlar ile geri kalmamızın sebebi olarak harf inkılabını gösterenlerin düşünce yapısı değişti mi?

     Siyaset Türkiye’de hep yüz derecedir geçmiş, şu an, gelecek çorba yapılıp insanların gündemlerine yüksek perdeden sunulur düşünce üretme fırsatı sunulmaz.

     Düşünce üretmek enerji harcamanın yanı sıra maliyetli ve tehlikelidir. Bunun yerine korkularımız beklentilerimizi şekillendirir, bu durumda ya korkulardan uzaklaşırsınız ya da beklentilere yaklaşırız.

     AKP’nin aldığı veya alamadığı oyu icraatlarıyla açıklanamaz. Geçmişi ve geleceği sürekli öne sürerek siyaset yapması seçmeni şuanın problemlerini düşünmesine izin vermemek içindir. Yoksa AKP’nin kadroları da biliyor 100 yıl öncesi ile bugünü değerlendirmenin mantıksızlığını onlar anlamlı bir çıkarım peşinde hiç olmadılar.

     Bugün çeşitli kesimlerin bize ihtiyaç olarak sunduklarına baktığımızda bunlar bize ihtiyaç olarak ne zaman yüklendi, bunları ne zaman görev edindik.

     Liberalizm, kapitalizm, İslamcılık, Avrupa birliği, NATO, BM, faiz, LGBTİ, İstanbul Sözleşmesi, cami seferberliği, kadrolaşmanın ötesinde kemikleşme, rüşvet, rant, torpil, laiklik, demokratlık,... Toplumun ihtiyaçları bunlarmış gibi göstermek bütün siyasi partilerin katkıları ile oluyor.

     Sorulması gereken soru; kurulan bu düzen ‘insanı yapay zekâdan daha mı yapay yapıyor?’

     Şöyle bir durumu herkes yaşamıştır; bir mutfakta oturup arkadaşınızla sohbet ederken ve bir anda buzdolabı veya bulaşık makinesi susuyor ve o sustuğunda ne kadar gürültü yaptığınızı fark ediyorsunuz. Bazen buzdolabı çalışırken de bunu fark edersiniz ama çoğu zaman sesler sustuktan sonra fark açıkça ortaya çıkar.

     İşte bizler de birilerin anlamlı/anlamsız sürekli konuşmasının sebebini onlar sustuklarında anlayacağız.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
HABER ARA
YUKARI