Trabzon’da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın mitinginin yapılacağı gün (3 Mayıs), Hür Dava Partisi ya da yaygın olarak bilinen ismiyle HÜDA-PAR, şehrin en işlek caddesinde stand açtı.

Elbette Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlarına göre faaliyette bulunan bir siyasi partinin, kanunda belirlenen sınırlar dahilinde kalmak şartıyla, her türlü propaganda faaliyetini yürütmesi kanuni hakkıdır.

Haliyle Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının geçerli olduğu Trabzon’da veya başka bir şehirde, bütün partiler stand açabilir.

Lakin yasallık ile ülkenin veya şehirlerin sosyolojisinin örtüşmediği durumlarda, birileri ‘kanuni hakkımı kullanacağım’ diye diretiyorsa…

Üstelik de bunun için HÜDA-PAR’ın tabanının neredeyse hiç olmadığı bir şehir olan Trabzon seçiliyorsa…

Seçim nedeniyle atmosferin iyice gerildiği ve bilhassa iktidar partisinin, muhalefete bölücülük ithamlarında bulunarak tansiyonu yükselttiği bir zamanda…

Standın, üstelik de AKP mitinginin yapılacağı aynı güne denk düşürülmesi…

Ve kaldırılmasına rağmen bir gün sonra yeniden açılması…

Size de biraz garip gelmiyor mu?

HÜDA-PAR Trabzon’da Ne Kadar Oy Almış?

2012 yılında kurulan HÜDA-PAR, Haziran ve Kasım 2015 Genel Seçimlerine katılmadı.

2018 yılında katıldığı seçimde ise Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) tutanaklarına göre Trabzon’da 634 oy almış.

Haliyle HÜDA-PAR’ın Trabzon’da ‘ciddi’ bir tabanının olmadığı açık.

Aynı seçimde Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise 6 bin 941 oy almış.

Ama HDP şehirde stand veya il binası açamıyor.

Stand açmak, tıpkı HÜDA-PAR gibi onların da ‘yasal’ hakkı ama az önce de belirttiğim gibi, yasallık ile sosyolojinin örtüşmediği durumlarda, yasal haklar konusunda ısrarcı olmak istenmeyen sonuçları ortaya çıkarabiliyor.

Mesela dünkü gerilimde istenmeyen olaylar yaşansaydı, bunun sorumlusu kim olacaktı?

Trabzon Halkının HÜDA-PAR ve HDP’ye Tepkisi Neden?

Herkes biliyor ki bu şehirde vatandaş iki siyasi duruşa tahammülsüzdür, bunların biri HDP diğeri ise HÜDA-PAR’dır!

Peki neden?

HÜDA-PAR da, HDP de ‘İslamcı veya Kürtçü’ ya da ‘sağcı veya solcu’ olduklarına bakılmaksızın, ülkenin ismiyle, bayrağıyla, devletin Anayasasıyla sorunlu oldukları için reddediliyor.

Kendilerini İslamcı veya Marksist olarak tanımlamaları, Trabzonluya bir şey ifade etmiyor.

Elbette Kürt olmayan radikal İslamcılarda HÜDA-PAR’ın, yine Kürt olmayan radikal solcularda da HDP’nin ciddi bir karşılığı vardır, bunu kimse inkar edemez!

Lakin Trabzon’da bu radikalizmin dışındaki insanlarda, sağcıda da, solcuda da, milliyetçide de, muhafazakarda da, liberalde de bu iki partiye, ‘ülkenin bölünmez bütünlüğüyle sorunlu oldukları için’ tahammül yoktur!

Dün HÜDA-PAR standına, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez!” diye bağıranlar da, “Türkiye laiktir, laik kalacak!” sloganı atanlar da, yeknesak herhangi bir partinin/ideolojinin mensupları değildi!

HÜDA-PAR yetkilileri ve Yeni Akit gibi bazı gazetelerin, olayları Zafer Partililerin kışkırttığıyla/yönlendirdiğiyle ilgili iddiaları ise gerçeği tam olarak yansıtmıyor.

İçlerinde Zafer Partililer de olabilir ama bizatihi tanıdığım ve orada olan pek çok ismin Zafer Partisiyle hiç ilgisi yoktu!

Dün orada başörtülüsü açık başlısı, sakallısı top sakallısı yan yana idi.

Tepki gösterenlerden konuştuğum kişiler, MHP’li, İYİ Partili, AKP’li, CHP’li olduklarını söylüyordu…

Vatandaşların Olayla İlgili Düşündüren Yorumları

Olay yerinde bulunduğum sürede vatandaşların konuyla ilgili yorumlarına kulak veriyorum, şöyle diyorlar:

“AKP seçimi kaybedeceğini anladı, kargaşa çıkarmak için yapıyor! Mitingle standın aynı güne denk gelmesi tesadüf mü?”

“Bunlarla niye ittifak yapılıyor sanıyorsunuz? Seçim kaybedildiğinde sokağa ilk çıkacak bunlar olacak!”

“TAYAD olayları da burada yaşandı, birileri Trabzon üzerinde operasyon yapıyor!”

“Bunların amacı, doğuda HDP’ye oy veren seçmenlerin zihninde ‘bakın Kürt olduğumuz için bize tepki gösteriliyor’ algısı oluşturmak ve HDP’den Millet İttifakına gidecek oyları engellemek!”

Bir vatandaş; “İçişleri Bakanı nerede? Vali nerede? Bu olayları görmüyorlar mı?” diyor…

Öteki ona cevap veriyor: “HÜDA-PAR’ın Başkanı ittifaktan ayrılırım diye tehdit ediyor olabilir, o yüzden standı kaldıramıyorlar!”

O da cevap veriyor: “Abi bunlara mı kaldı AK Parti? Ayrılırsa ayrılsın!”

Ve daha bir sürü enteresan yorum!

İktidar Mensupları Sorumlu Davranmalı!

Evet, toplum iyice gerildi!

Ülke sanki seçime değil de savaşa gidiyor!

Toplumun bu derece politize olması, hiç de hayra alamet değil!

Başta AKP olmak üzere bütün partilerin, siyasetçilerin sorumlu davranması gerekiyor.

İktidara talip olan muhalefetin darbecilikle suçlanması, bölücülükle itham edilmesi kabul edilebilir değildir!

Herkes biliyor ki iktidar değişirse ne ülke yıkılacak ne de din elden gidecektir!

Sadece iktidarı kullananların ve o iktidardan nemalananların çıkarları ellerinden gidecektir, hepsi bu!

Haliyle, daha insanca bir hayat yaşamaktan başka bir derdi olmayan insanların, 7 neslinin geleceğini kurtaranlar için birbirinin gırtlağına sarılması yanlıştır!

Türkiye, sanıldığı gibi 100 yıllık bir ülke/devlet değildir, arkasında binlerce yıllık birikim, kültür ve gelenek vardır!

Ve bu ülke hepimizindir, hepimizin olmaya devam edecektir!

İhtiyacımız olan tek şey, çıkarları için toplumu birbirine düşürmeye çalışan ‘küçük azınlıkların büyük oyunlarına’ gelmemektir!

Ve bizim halkımız; bu oyunlara gelmeyecek kadar sağduyulu ve feraset sahibidir!