‘Merhaba’, iletişim kurmanın ilk adımı/kelimesi.
Arkasından da genellikle, “Ne haber, nasılsın?” gelir.
Bu soruya verilecek cevabın ardından, aynı soru karşı tarafa sorulur: “İyiyim, sağ olasın. Senden ne haber?”
***
Arapça kökenli ‘haber’ kelimesi, -etimolojisine fazla girmeden- ‘bilgi, birinci elden bilinen şey’ olarak tanımlanıyor.
Aslında bizler “Ne haber?” diye sorarken, muhatabımızdan bir şeyler öğrenmek istiyoruz.
Tam da burada karşımıza ‘merak’ kelimesi çıkıyor.
Merak da Arapça kökenli ve TDK’daki tanımı şöyle: ‘Bir şeyi anlamak, öğrenmek, görmek vb. için duyulan, içten gelen istek’
***
Neleri öğrenmek istiyoruz? (Haber)
İşte bunun sınırı yok. Kişinin sağlığını, işini-gücünü, çoluk çocuğunu, nereye gittiğini, en son karşılaştığımızdan bu yana durumunda herhangi bir değişim olup olmadığını vb. öğrenmek istiyoruz.
Neden öğrenmek istiyoruz? (Merak)
Merakın kıskançlık, hırs gibi olumsuz sebepleri olabileceği gibi anlamak, anlamlandırmak gibi olumlu sebepleri de olabilir. Fakat bizce temel neden, insanın susuzluk ve açlıktan sonraki en güçlü güdüsü olan güvenlik güdüsünün tatmin edilmesi ihtiyacıdır.
Zira kişi bilirse, öğrenirse kendini güvende hisseder ve kendine göre çözümler üretip tedbirler alabilir.
***
Burada bir nokta koyalım ve kendi konumuza dönelim.
Bu merak etmek ve bilmek isteği (belki ihtiyacı), düşünen herkeste az ya da çok vardır.
İşte bu istek ve ihtiyaç, ‘gazetecilik’ adı verilen mesleği ortaya çıkarmıştır.
Gazeteciler, haber adı verilen bilgi (ya da verileri), bunları merak (talep) eden kesimlere (üçüncü kişilere) aktaran profesyonellerdir.
Gazetecilik mesleğinin kurucu ilkesi ise tıpkı bilimde olduğu gibi meraktır. Gazeteci olayların sebeplerini merak eden, araştıran ve bulduğu sonuçları paylaşan kişidir.
Devlet ile vatandaş (resmi olanla sivil olan) arasında bir yerde konumlanan gazeteci, bağımsız ve gayri resmi olarak yaptığı denetim göreviyle de toplumların gelişmesine önemli katkılar sağlar.
***
Merak, girişkenlik, cesaret, azim, sabır, şüphe vb. bazı temel özelliklere sahip olmayı gerektiren gazetecilik, girildikten sonra çıkılması hiç de kolay olmayan bir meslektir.
Zira gazeteciliği yaparken sizi güdülen şey de aslında budur: ‘tutku ve haz’
Kurumsal olarak dışında kalsanız da meselelere hep bir gazeteci gözüyle bakmayı sürdürürsünüz. Ve gazetecilik yapabileceğiniz bir ortamın oluşmasını beklersiniz.
İşte bu tutku ve hazzı yaşayan gazeteciler olarak biz o ortamın oluşmasını beklemedik onu bizzat oluşturduk.
Bu arayış, epeydir ayrı kaldığımız medya (basın-yayın) sektörüne geri dönmemizin temel sebebi oldu.
Ve www.sayfa61.com isimli internet haber sitesi (dijital gazetecilik) üzerinden yayın hayatımıza başladık.
Dijital medyayı tercih etmemizin iki temel sebebi var. İlki yazılı-basılı medya araçlarına göre sahip olduğu ekonomik avantajlar, ikincisi ise teknolojinin geldiği seviye.
Her şeyi ‘meta’ haline getiren ve hızla tüketen kapitalist bakış, medyayı da etkisine aldı ve ‘haber’ olarak tanımlanan şeyin, hedef kitleye (okuyucuya) en hızlı ve dolu içerikle ulaştırılması önem kazandı.
Artık dünyanın öteki ucunda meydana gelen bir olay, çok kısa zaman içinde herkes tarafından duyuluyor.
İnternet denilen sanal/dijital ağ sayesinde ve buna uygun teknolojilerin üretilmesiyle gerçekleşen bu durum bizi dijital medyaya yöneltti.
Çalışma Anlayışımız
Çalışma anlayışımız, elbette ki içinde yaşadığımız toplumun inanç ve kültürel değerlerini dikkate alan, basın meslek ilkelerine uygun bir anlayış olacak.
Ekibimiz
Elbette ki iyi işleri, kaliteli ve donanımlı ekipler/kadrolar yapabilir. Biz de bu manada sektörde yaklaşık 20 yılını dolduran 3 isim (Gökhan Dihkan, Aydın Gelleci, Mustafa Usta), yanımıza yine bizim gibi yükseköğrenim görmüş, gelecek vaat eden genç bir arkadaşımızı da (Halil Keskin) alarak yola çıktık.
Gerek Var mıydı?
Bu işe niyet ederken, “Trabzon’da onca yayın kuruluşu varken yenisine ihtiyaç var mı?” sorusunu kendimize sorduk.
Başarılı gazeteciler ve yorumcuların varlığını kabul etmekle birlikte, bizim de bu alana katacağımız çok şey olduğuna inandık ve “Evet, bizim bu alanda olmamıza gerek var” diyerek yola çıktık.
Farkımızı ise zaman gösterecek.
Kararı Elbette ki Okuyucular Verecek
Siz ne yaparsanız yapın, hangi ürünü ya da hizmeti üretirseniz üretin, eğer bunu pazardaki hedeflenen kitleye ulaştıramazsanız, başarılı olamazsınız.
Başarılı bir pazarlama faaliyeti ise evvela faaliyette bulunacağınız sahayı ve müşterilerin ihtiyaçlarını doğru tahlil etmekten geçiyor.
Bu manada da geçmiş tecrübelerimizin ışığında ama gelişmeleri ve günceli de dikkate alarak hazırlıklarımızı yaptık.
Pazarlama terimleriyle ifade edersek, rakip satıcı ve ürünleri kötüleyerek satış yapmak gibi bir anlayış içinde olmayacağız.
Çünkü biz ekibimize ve ürünümüze güveniyoruz.
İmkânsız olduğunu bile bile, yine de iyi bir temenniyle yazımıza son verelim:
‘Hep güzel haberlerde buluşmak dileğiyle...’