Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında konuştu.

“Doğu Türkistan’da Zulüm Vardır, Bunu Sürekli Haykıracağız”

Dünyanın dört bir yanında zulmün hüküm sürdüğünü belirten Karamollaoğlu, Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne vurgu yaptı:

“Burası hem Türk aleminin hem İslam aleminin hem de bütün insanlığın kanayan bir yarasıdır. Bizi üzen bir konu ise bu konuda hükümete dışarıdan destek veriyor görünümünde olan ama sanki birbiriyle çatışıyormuş görüntüsünde olan iki kesimin, Çin’in yanında yer almasıdır. Toplama kampları aslında oradaki halkın topluma kazandırılması için iyi niyetle yapılan çalışmalarmış diyorlar, bunlar dünyayı aptal, kendilerini akıllı zannediyorlar. Çin hükümeti bu tavrı ile unutmasın ki dünyada zalimlerin yanında yer almaktadır. Bu leke Çin’in omuzlarından düşmez. Yüzbinlerce Uygur Türkü haykırıyor, birkaç cesur insan olmaza bu zulüm gün yüzüne çıkmayacak. Maalesef Çin’le olan münasebetleri devam ettirme aşkına Türk hükümeti gerekli girişimlerde bulunmuyor. Bizim bir teklifimiz var, eğer Çin yaptıklarının doğru olduğunda ısrarlıysa uluslararası bağımsız bir komisyon kurulsun, bu konuları tetkik etsin. Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yapılan bu zulmü lanetleyip gündeme getireceğiz, ta ki bu zulümden vazgeçilsin.”

“Çoklu Baro Adımları Adalete Zarar Verecektir”

Çoklu Baro tartışmalarına değinen Karamollaoğlu, Türkiye’de zedelenen adalet mefhumunun bu adımlar atılmasıyla daha da zarar göreceği endişesini taşıdıklarını söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin kamplaşmasına ve kutuplaşmasına destek sağlayacak bir adım olur. Adaletin hangi fikirde olursa olsun; siyasallaşmasının karşısındayız. Biz, baroların siyasallaşmasına karşıyız. Adalet, siyasallaşarak düzelmez. Bu adımlar ülkede kutuplaşmanın, kamplaşmanın artmasına yol açacağından korkuyoruz.”

“Yalakalardan İlim Adamı Olmaz”

Şehir Üniversitesinin kapatılması kararını değerlendiren Karamollaoğlu, Türkiye’de bazı akademisyenlerin ilmin gelişmesi için değil, menfaatleri için yöneticilere yalakalık yaptığını belirterek “Yalakadan ilim adamı olmaz, çünkü yalakalık yapan ilim adamı gerçekleri söyleyemez. İlim adamı lehine de aleyhine de olsa gerçekleri kabul ederek neticeye varır. İlim ehli farklı fikirlerde olabilir ama gerçekleri görür. Eğer gerçekleri görmüyorum derseniz, ilmi kendinize münhasır kılmaya kalkarsanız, böyle bir üniversite olmaz, böyle bir ülkede ilim de olmaz” dedi.

“Rektör Atamaları Liyakate Göre Yapılmıyor”

Şehir Üniversitesi’nin siyasi hesaplaşmalar sebebiyle kapatıldığını savunan Karamollaoğlu, “Açılış resimleri yayınlanıyor, bakıyoruz Sayın Cumhurbaşkanı orada, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül orada, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu orada. Hep beraber güle oynaya Şehir Üniversitesi’nin açılış kurdelesini kesiyorlar. Ama ne zamanki aralarında siyasi ayrılık meydana geliyor, ‘Sen misin buna sebep olan, o halde hainsin’ damgasını vurmaktan çekinmiyorlar. Böyle bir ülke kalkınamaz, problem çözemez, ilim böyle gelişmez. Allah yardımcımız olsun” diye konuştu.

Rektör atamalarını değerlendiren Karamollaoğlu, bu atamaların da liyakate göre yapılmadığını belirterek eleştirdi. Üniversitelerde liyakatsizliğin hüküm sürdüğünü dile getiren Karamollaoğlu, “Bu liyakatsizlik geleceği tehlikeye atmaktır” dedi.

“28 Şubat’ın Bir Benzerini Bugün Yaşıyoruz”

Bugünkü iktidarın uygulamalarıyla 28 Şubat’ın bir benzerini tesis etmeye çalıştığını ifade eden Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

“28 Şubat’ın en büyük hatasını bugün yaşıyoruz. Ama ne yazık ki 28 Şubat’ın hatalarını bir başka açıdan şimdi birileri yeniden tesis etmeye gayret ediyor. 28 Şubat’ta başka bir fikre müsamaha yoktu, baskı vardı. ‘Konuşturtmayın, vurun tepesine’ mantığı vardı. Şimdi ayını mantık bir başka açıdan gelip başımıza çöktü. Böyle olmaz. Hele siz bu tarzda bir eğitim politikasını oluşturmaya kalkarsanız emin olun insanların zihnine kelepçe vurmaya kalkıyorsunuz manasına gelir.”

“Kimsenin Kimseye Baskı Yapma Hakkı Yoktur”

İnsanların özgür yaratıldığının, kimsenin kimseye baskı yapmaya hakkı olmadığının altını çizen Karamollaoğlu, “Cenabı Hak insana akıl nimetini vermiş ancak kimse unutmasın, özellikle inanan kesime söylüyorum, Allah bu nimeti verdikten sonra insanı serbest bırakmıştır. ‘Dinde zorlama yoktur’ emrini böyle vermiştir. Siz bir insanı mümin olmaya zorlayamazsınız. Ha cezasını öteki dünyada çeker, orasını bilemem, o beni ilgilendirmez. Ama Cenabı Hakkın zorlamadığı bir insanı siz kendiniz gibi düşünmeye zorlarsanız bundan ülke de siz de zarar görürsünüz”

“Size Yalakalık Yapanlar, Sizi Eleştirenlerden Daha Tehlikelidir”

“Yönetenler bilmelidir ki, yanlışlarını doğru gibi kabul edip yalakalık yapanlar, uygulamalarına karşı tavır besleyenlerden daha tehlikelidir. Çünkü yalakalar yöneticilerin hoşuna gitmek, menfaat temin etmek için fikir üretirler, gerçeklerin ortaya çıkması için değil. Bunu yalakalara söylüyorum. Bunu hem isimlerinin önüne profesör değil allame-i cihan yazsanız sökmez, kimse bunlara itibar etmez. Hem de iktidara söylüyorum, bu yoldan dönün, vazgeçin. Sizi ikaz edenleri hasım gibi görmeyin. Yanlışlarınızı görüp hatırlatanları elinizin tersiyle itmeyin. Esas dost yanlışlarınızı destekleyen yalakalar değil, hoşunuza gitmese de gerçekleri söyleyenlerdir. Fakat yöneticiler hoşuna gitmeyen şeylerin söylenmesini istemezler, işte sıkıntı da orada başlıyor.”

“Bu Millete Zulmetmeyin”

“Ülkemizin geleceğinden endişe ediyorum. Zulüm başladığında bir çığa dönüşür, büyür. Yönetenler aldıkları kararların isabetli olduğunu zanneder ama çığ yakar, felaket getirir. Onun arkasından hayır gelmez. Diyoruz ki bu millete zulmetmeyin. Ederseniz kendinize zulmetmiş olursunuz, bunu unutmayın.”