1xbet betist supertotobet
istanbul escort istanbul escort bayan
konya escort
istanbul escort
https://home.gis.gov.gh/
Bugun...


Mustafa USTA

facebook-paylas
Muharrem İnce Ne Yapmak İstiyor?
Tarih: 13-08-2020 14:04:00 Güncelleme: 13-08-2020 22:01:00


Muharrem İnce ‘1000 Günde Memleket’ hareketi başlatıyor…

Hareket, 4 Eylül’de Sivas’ta başlıyor…

18 gün Ağustos’tan, 3 gün de Eylülden, toplam 21 gün var hareketin başlamasına…

1000 + 21 = 1021 gün

1021/365 = 2,8 yıl

Yani AK Parti en az 2,8 yıl (32 ay) daha, 2023 Mart’ına kadar iktidarda demek ki!

Tabii mesele öyle değil, bu 1000 gün sembolik bir değer taşıyor, hareketin amacı ise başka.

 

Türkiye hızla seçime doğru gidiyor

Peki bu yaşananların açıklaması ne olabilir?

Türkiye hızla bir seçim ortamına doğru gidiyor. Bunun artık kaçınılmaz olduğunu da siyaseti bilen ve yaşananları doğru yorumlayan herkes görüyor!

Seçim ne zaman olur? ‘Bir seçim için gerekli hazırlıklar ne kadar sürede tamamlanıyorsa, o andan başlayarak, her an seçim olabilir’, olmak zorunda…

Çünkü durum, sanılandan/düşünülenden daha kritik, mesele sadece ekonomik göstergelerle ilgili değil.

Ekonomik göstergeler ‘motor arızasını gösteriyor’ ama kaputu açınca altında nelerle karşılaşabileceğimizi bilmiyoruz, lakin tahmin edebiliyoruz. Ve bu yüzden kaputu açmaya korkuyoruz.

Motordan anlamasak da arabayı bu şekilde kullanmanın daha büyük tehlikeleri beraberinde getireceğini de biliyoruz.

Haliyle iktidar (AK Parti ve MHP koalisyonu), sanılanın aksine, ‘seçimi mümkün olduğunca ertelemenin değil, seçime en uygun zamanda girmenin hesaplarını yapıyor’, bunun için gerekli alt yapıyı hazırlıyor.

Peki bu ‘en uygun zaman’ ne zaman olabilir?

AK Parti’yi iktidarda tutacak kadar reyin nasıl alınabileceğinin görüldüğü, o şartların hazır olduğu (veya hazırlandığı) an, iktidar için en uygun zamandır.

 

İnce, CHP’nin adayı olamayacağını gördü

Muharrem İnce ve ekibi de tabloyu böyle okuyor olmalı.

Fakat İnce, Kurultay’da ortaya çıkan tabloya bakarak, seçimde Millet İttifakının adayı olamayacağını gördü.

En azından Kurultayda şekillenen CHP yönetiminin, bu yönde hareket etmeyeceğini anladı.

Son Yerel Seçimlerdeki başarı, Genel Başkan ve ekibinin elini çok güçlendirdi, bunun da farkında.

Ve şu anda CHP, ister kabul edin, ister etmeyin, ülkedeki son seçimin galibi olarak psikolojik üstünlüğü elinde tutmaktadır ve muhtemel bir seçimden en avantajlı çıkmaya en yakın parti konumundadır.

 

İnce, muhtemel rakiplerini ve hazırlıklarını da gördü

İnce, bir şeyi daha gördü:

“Muhtemel bir seçimde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmak isteyen veya aday olması istenen/beklenen isimler de, boş durmuyor.”

Oyunun dışında kalmak istemeyen İnce, ‘beklemenin gücünü sürekli zayıflatacağını’, ‘sosyal medya beğenilerinin bu işler için ölçü olamayacağını’ anladı.

İlk hamlesini, ‘parti kurma hazırlığında olduğu yönünde’ bir iddiayla yaptı.

Başta CHP teşkilatları ve seçmeni olmak üzere, nabız yokladı.

Reytinginin düşük olduğunu görünce, artık beklemenin sonuç vermeyeceğini anladı ve ikinci hamlesini yaptı.

İşte bugün İnce’nin yaptığı şey, ikinci hamledir.

 

İnce, CHP camiasına gücünü göstermek/ispatlamak istiyor

İnce, adına 1000 gün dediği hareketle, CHP yönetimi ve seçmenine ‘bizatihi şahsından mütevellit gücünü’ göstermek istiyor.

Bu güçle muhtemel adaylara olan üstünlüğünü ortaya koymak, böylece Genel Merkez üzerinde baskı oluşturmak ve haliyle yeniden aday olmak istiyor.

Hareketin temel amacı bu.

Tabii aklının bir köşesinde ‘kazanma ihtimali daha fazla olan parti genel başkanlığı’ da vardır elbette.

Böyle bir harekete, uygun bir retorik de bulunmalıydı.

O da, “CHP’nin sağa kaydığı, Atatürkçülerin dışlandığı vb. iddialar’ olmalıydı, öyle de oldu, olacak.

‘CHP’nin içindeki katı kanadın sinir uçlarına dokunarak güç devşirmek istiyor’ İnce.

Yani, etkili azınlığa oynuyor.

 

İnce’nin hareketi nasıl sonuçlanır?

İnce’nin bu hareketi, ona ve destekçilerine beklediği yararı/neticeyi sağlar mı?

Ben sağlamayacağını düşünüyorum.

Bu yürüyüş, CHP’ye zarar vermekle kalmaz, İnce’nin siyasi hayatını da bitirebilir.

İnce, Türkiye’yi eskisi gibi laik-anti-laik, Atatürkçü-Atatürkçü olmayan ekseninde ayrıştırmaya başlarsa, bu durum, kesinlikle AK Parti ve onunla hareket edenlerin işine gelecektir.

Önceki muhalif isimlerin yaşadığı, teşkilatlara alınıp-alınmama tartışmaları, kavgaları arasında, mevcut CHP yönetiminin, İnce hareketini/muhalefetini ‘bertaraf edeceği’ kanaatindeyim.

Ve bu süreç şayet iyi yönetilebilirse, CHP buradan daha da güçlenerek çıkabilir.

Nasıl mı? Türkiye’de CHP’ye bakışı olumsuz olan kesimlerin gözünde, en azından ‘CHP’ye oy vermeyi günah saymayan seçmenlerin gözünde’, alternatif haline gelebilir, ki bu durum dengeleri inanılmaz ölçüde değiştirebilme potansiyelini beraberinde taşımaktadır.

 

Endişem, İnce’nin sosyal demokrasi umutlarını zayıflatmasıdır

CHP’li olmayan bir vatandaş olarak yıllardır şunu savunuyorum:

“Türkiye’nin mevcut problemlerinin çözümü, ancak ve ancak sosyal demokrat politikalarla mümkündür.”

Hangi ideolojiyi, siyasi görüşü benimserseniz benimseyin, kendinizi nasıl tanımlıyorsanız tanımlayın, eğer önereceğiniz daha etkili bir yol ve yöntem yoksa, (ki olmadığını görüyorum) o zaman sosyal demokrasiden başka bir çıkış yolu kalmamıştır.

Yanlış anlaşılmasın, “Sosyal demokrasi tek gerçektir, yanılmaz ve şaşmaz doğrudur” demiyorum.

Dediğim şey şudur:

(Lütfen, en az iki kez okuyunuz)

“Türkiye’de mevcut problemlerin teşhisi ve çözümü noktasında, AK Parti de dahil, teoride doğru şeyler söyleyen partiler vardır. Sağ ya da sol, bazı partiler daha tutarlı söylem ve programlara sahiptir. Fakat Türkiye’nin sosyolojisi ve sürecin bizi getirdiği bugünkü durum, sosyal demokrasiden başka bir almaşığa yer bırakmamaktadır.”

Halkın büyük çoğunluğunun gözünde mazisinde kötü izler ve anılar olan CHP, ister kabul edelim ister etmeyelim, bugün Türkiye’deki partiler içinde sosyal demokrasiyi uygulayabilecek kadro ve kültüre sahip en güçlü parti konumundadır.

Parti yönetiminin de son yıllarda, partideki jakoben ve seçkinci anlayışın etkisini kaybetmesi için çalıştığı, başarılı da olduğu, ‘ülkeyi kuran parti olarak bu olumsuz durumdan kurtaran parti de’ olabilmesi için gayret ettiği ortadadır.

Türkiye’de son yıllarda siyasette yaşananların, ‘kurulan ve bozulan ittifakların temel amacının, muhtemel bir sosyal demokrat iktidarı, haliyle CHP iktidarını engellemeye yönelik olduğunu’ savunan bir kişi olarak, endişem şudur:

“İnce’nin bu hareketi, CHP’nin şahsında sosyal demokrasiye bağlanan umutların zayıflatılmasına yol açabilir.”

 

CHP, bu süreçten güçlenerek çıkabilir mi?

“CHP yönetimi, bu süreci/krizi soğukkanlılıkla ve doğru yönetebilirse, CHP buradan daha da güçlü çıkabilir.”

Burada iş, CHP’yi yönetenlere düşmektedir:

Yapılacak şey, tehdidi doğru tanımlamak, kişisel davranmamak, CHP camiasının hassasiyetlerini göz önünde tutarak siyaset biliminin gereklerini yerine getirmek olmalıdır.

Bu krizin yönetimindeki başarı, CHP’ye iktidarın yolunu da açabilir.

Ve unutulmasın ki, bu sürecin/krizin yönetimi, CHP’li olmayan seçmenler açısından daha önemlidir.

Kim bilir, Muharrem İnce, bilerek/bilmeyerek, belki de CHP’nin iktidar olabilmesi için ona sağlam bir test fırsatı sağlamaktadır. Ne dersiniz?

 

 

 

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
HABER ARA
YUKARI