Çakıroğlu, “Ülke yönetmek ya da bu yönetimin oluştuğu alan olan siyaset, dünya genelinde zenginlik ve ikbal alanı olarak görülmez. Bizde ise tam olarak ikbal ve zenginleşme alanı görülür” dedi.

Bu durum maalesef insan kalitesinin düşük olmasına neden olur.

Bunun yansıması olarak yönetimin de kalitesi düşük olur.

Bugün ülkede sorgulanması gereken onlarca konu var.

Yani tümevarım yöntemiyle olaylara yaklaşıp, bütün parçaları, bileşenleri ele almak gerekir.

Biz, bir noktaya odaklanıyoruz.

Parlementer Sistem mi, Başkanlık Sistemi mi?

Sanki sistem olayını çözersek her şey çözülecek.

Oysa bugüne kadar geldiğimiz parlementer sistem ile de ülke defaatle ekonomik yıkım, sosyolojik depresyon yaşadı.

Parlementer sistemde millet iradesi 3-4 Siyasi Parti Genel Başkanından ibaretti. Başkanlık Sisteminde ise Millet iradesi bir kişiden ibaret.

Halk, kendini temsil edecek kişileri seçmiyor. Kendilerine dayatılan isimleri onaylıyor.

Bugün mesela, Parlementer Sistemi konuşmak için toplantı yapan muhalefet parti temsilcilerine bakın.

İşin içinde hasbelkader adı Hukuk ile anılan 3-5 isim.

Burada bile başlı başına sorun var.

Oysa olay toplum bilimden tutun da, siyaset bilimi ve hukuk fakültelerinin, sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesiyle oluşacak, konuşulacak ciddiyette bir konu.

Anayasa toplumsal mutabakattır.

Toplumun bütün kesimleri olaya dahil edilmeli ve bilim olayı şekillendirmeli.

Ancak bizde olay siyasi bir şekil, görüntü olarak kullanılıyor.

Siz, sistemi değiştirmek için bir araya gelen kişilerin bile yeni bir sistem oluşturabilecek kalitede olup olmadıklarını sorgulamazsanız, değişen bir şey olmaz.

Sistem ne olursa olsun,

Siyasi Partiler Kanunu ve

Seçim Kanunu bu haliyle kalırsa, vesayet ve veraset sistemi zihinlerde yaşanmaya devam ederse, kurumlar asli görevlerini yerine getirebilme özgürlüğünden uzak olursa, liyakat değil sadakat önemsenirse, idare etmek ile istila etmek ayırt edilemezse v.s sayacağımız o kadar çok sorun varken, çözüm

bekleyen okadar çok konu varken siz sistemin adını değiştirmek ile bir şey değiştiremezsiniz.

Bugün sisteme çözüm arayışında olan partilerin kendi parti bünyelerinde var olan başkanlık sisteminden ve sorunlardan neden rahatsız olmadıklarını da sorgulamak gerekir.

Siz, kadrolarınızı yenileyemezseniz, kalitenizi yükseltemezseniz değişen bir şey olmaz.

Sistemdekileri sorgulayamazsanız,sistemi sorgulamanın anlamı yok.

Sistemdekileri değiştiremezseniz sistemi değiştirmenin anlamı yok.

Ha Ali Veli ha Veli Ali..” şeklinde bitirdi.