Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında asgari ücretle ilgili açıklamalarda bulundu:

“Asgari ücrette hedef, yoksulluk sınırı olmalı. Böyle bir hedef olmadan asgari ücreti belirlemek kesinlikle çalışana zulümdür. Eğer bu hükümet, işbaşına geldiğinde eşel mobil sistemiyle her yıl enflasyonun yüzde 7 üzerinde bir zam vermiş olsaydı, bugün asgari ücret 8 bin lira seviyesinin üzerinde olurdu.”

“Yok ben bunu yapamam, ancak yüzde 5 veririm’ deseydi, bugün asgari ücret 5 bin lirayı geçmiş olacaktı. Sendikalar da bunu iktidardan talep etmeliler, çalışanlarını gerçekçi bir rakamla tatmin etmeliler.”

Enflasyonun üzerinde yüzde 7 zam, anormal bir zam değildir

“Bizim teklifimiz şudur: Birincisi, iktidar asgari ücrete vergi muafiyetini uygulamalı. Sadece vergi muafiyeti değil, primleri de kendisi karşılamalı. İlk adım böyle yapıldığı takdirde asgari ücret otomatik olarak 2900 Liranın üzerine çıkacak.

İkincisi, enflasyonun biraz üzerinde bir zam yapmalıdır, yüzde enflasyon 12 ise yüzde 20 zam yapılmalı. Bu 3500 liraya denk gelir. Ama fiilen işverenin üzerlerine gelecek yük sadece 400-500 lira civarında olacaktır.

Aksi takdirde bugünkü şartlarda her sene, asgari ücrete açlık sınırının birazcık üstünde mi altında mı zam yapalım kavgasının yapılması kimseyi tatmin etmez.”

Çalışanların gelirleri artarsa ekonomi canlanır

“Eğer reel manada çalışanların gelirleri artarsa talep artar piyasada canlanma meydana gelir. Bu canlanma ekonomiyi ayağa kaldırır, devletin gelirleri artar, yeni yatırımlara imkan sağlanır. Başka türlü Türkiye’nin ekonomisinin ayağa kalkmasının imkanı yoktur ama maalesef biz bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız”

“Covid-19 çıkıp da sıkıntılarla karşılaştığımızda iktidarın ilk attığı adım IBAN numarası talep etmek oldu. Millet te desteği verdi. Nasıl kullanıldı bilmiyoruz ama millet gereken fedakarlığı yaptı. Şimdi artık işçinin de işverenin de mağdur edilmeyeceği bir ücret seviyesinin yakalanması için adım atılmasını ihtiyaç var.”