Karaduman, Dünya Çiftçiler Günü’nde çiftçinin sorunlarını TBMM’de gündeme taşıdı. Çay üreticisinin serbest piyasanın insafına terk edilmesinin kabul edilemeyeceğinin altını çizen Karaduman, “Üretime kota konulamaz. İktidar; sözde yerli üretim, fiiliyatta ithalatçı tutumunu derhal terk etmelidir. Çay üreticilerimiz, ürettiği çayı zarar etmeden satabilmenin gayreti içerisindedir ve geleceğe dair kaygılar yaşamaktadır. Bu kaygıların acilen giderilmesi son derece önemlidir.” dedi.

ÇAYDA ÜRETİCİYİ TATMİN EDECEK BİR ARTIŞ YAPILMADI

“Bugün çeşitli alanlarda açığa çıkan farklı problemlerle karşı karşıya kalmaktayız” diyen Karaduman, “İktidar, sürecin gerektirdiği önlemleri alırken vatandaşlarımızı mağdur etmemeye özen göstermelidir. Aksi halde koronavirüs salgını ile başarılı şekilde mücadele edilmiş olunmaz. Sürecin başında yerli üretimin teşviki, çiftçilerimizden alınan vergilerin sıfırlanması, destekleme ödemelerinin gecikmeksizin yapılması hususunda gerekli çağrıyı yapmıştık ancak sorunlar ve mağduriyetler, iktidarın benimsemiş olduğu ithalata dayalı tarım politikasında en ufak bir değişikliğin olmadığını göstermektedir.” diye konuştu.

ÜRETİCİLER ZOR DURUMDA

“Bugün açığa çıkan önemli mağduriyetlerden birini de çay üreticilerimiz yaşamaktadır.” ifadelerini kullanan Karaduman şöyle devam etti:

“Üretim maliyetlerinin artmasına karşılık taban fiyatta üreticiyi tatmin edecek bir artış yapılmamıştır. Ülkemiz, çay tarım alanlarının genişliği bakımından, dünyada üretici ülkeler arasında 7’inci sırada, kuru çay üretimi yönünde de 5’inci sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından 4’üncü sırada yer almaktadır. Yetiştirilme alanları sınırlı olan çay da üretim potansiyeli bu denli yüksek bir ülkenin ‘çay üreticisinin problemleri’ gibi problemleri olmamalıdır. Fakat üretime yönelik olmayan tarım politikası, şeker pancarından tutun çaya kadar neredeyse bütün üretim kademelerindeki üreticilerimizi zor durumda bırakmaktadır.”

KARADUMAN, ÇAY ÜRETİCİLERİ İÇİN REÇETE SUNDU

İktidarın geçen yıl 750 ton olarak gerçekleşen yaş çay alımının bu yıl 650 bin ton civarında olacağının sinyalini verdiğini söyleyen Karaduman, ‘peki ya neden?’ diye sorarak, şunları kaydetti:

“ÇAYKUR’un çay alım kotasını düşürerek üreticiyi serbest piyasanın insafına terk etmesi kabul edilebilir değildir, üretime kota konulamaz.  İktidar; sözde yerli üretim, fiiliyatta ithalatçı tutumunu derhal terk etmelidir.   İthalatçı birkaç firma değil, üretim yapacak milyonlarca vatandaşımız desteklenmelidir. Üreticilerimize korku, ithalatçıya güven veren tarım politikasını kabul etmiyoruz. Çay üreticilerimiz, ürettiği çayı zarar etmeden satabilmenin gayreti içerisindedir ve geleceğe dair kaygılar yaşamaktadır. Bu kaygıların acilen giderilmesi son derece önemlidir. Çayda kota uygulaması tamamen kaldırılmalıdır. Çay üreticisi özel sektörün insafına terk edilmemelidir.”

ÇAYKUR’UN KAPASİTESİ ARTIRILMALI

ÇAYKUR’un kapasitesi artırılarak ürünlerin üreticiden iç ve dış piyasaya ulaştırılması gerektiğini söyleyen Karaduman, “Üretim maliyetleri hesaplanarak alım fiyatı belirlenmelidir, desteklemeler de bu doğrultuda yapılmalıdır. Desteklemeler her yıl bir önceki yıla oranla en az yüzde 25 oranında arttırılmalıdır. Bir yıllık süre zarfı içerisinde vatandaşın tükettiği salça, şeker, yağ gibi temel gıda ürünlerinde yüzde 60’lara varabilen zamlar yapılmışken üreticiden alınan çayın fiyatı da buna uygun şekilde arttırılmalıdır. Destekleme ile birlikte 3 lira 40 kuruş olarak açıklanan 1 kilo yaş çayın taban fiyatı bu yıl için 4 lira olarak belirlenmelidir. Saadet Partisi olarak, üretimin ve üreticin yanında olduğumuzu, ekonomik kalkınmanın ancak üreterek gerçekleşebileceğini tekrarlıyoruz.” şeklinde konuştu.