TMO alım merkezlerini gezdiğini ifade eden Bekar, "Üretici 'Fındığım TMO'dan dönüyor' diyor. Gerçekçi olmak lazım. Bu sene TMO daha duyarlı. Bu senenin fındığı buruşuk ve yağlı. Şikayetler var ama üretici fındığını erken topluyor. Böyle olursa fındık buruşuk olur. Ondan sonra yağmurun altında fındık kurutuyor. Bunları görüyoruz. Yağlanıyor. Vatandaşı uyarıyoruz, fındığınızı iyi kurutun, iyi seçin, zamanında toplayın diyoruz ama laf anlatamıyoruz. TMO'ya da esnek davranın diyoruz ama hükümetin verdiği kriterler var diyorlar. TMO'nun yaptığı bir yanlış da şudur. Fındığı ortadan kesiyor ortada sarılık gördüğü zaman onu yağlığa ayırıyor. O sarılık onun kalitesindendir. Özünde siyahlık varsa o yağ demektir, yayılır. Ama sarı renkli fındığı yağlığa ayırdığın zaman bunun anlamı senin fındıktan anlamadığındır. Sarıya yağlığa ayırmamak lazım. Burada yanlış yapıyorlar" dedi.

 

Fındıkta sıkıntının TMO ve üretici cephesiyle iki taraflı olduğunu kaydeden Bekar, "Vatandaşa fındığını iyi kurut diyorsun, yağmur altında fındığını kurutuyor. Fındıkla brandanın arasında 20 cm boşluk alması lazım. Fındık yağlanıyor, kalitesi bozuluyor. Üreticinin bunun farkına varması lazım. Ziraat odalarının bulunma amacı kaliteli fındık yetiştirmektir. Bu kadar seminerler, konferanslar verdik. Diyorsun diyorsun aynı tas aynı hamam. Fındığını öldürüyor üretici. Bütün şartları yerine getirdikten sonra TMO fındığını almıyorsa onun gırtlağını sıkalım. Ama sen şartları yerine getirmiyorsun. Fındığın kurutulmasını, toplanmasını yanlış yapıyorsun.  Sen kaliteli fındık yetiştireceksin ki para etsin. Bağırıyoruz, çağırıyoruz, uyarıyoruz olmuyor. Üretici bahane arıyor. Sen şartlarını yerine getir ki biz de TMO'ya haklı olarak yüklenelim. Bana üretici geliyor fındığım yağlanmış diyor. Fındık neden buruşuk olur? Erken toplamadan olur. Fındığın içinde su vardır. İçindeki suyu güneşle, enerjiyle vitamine çevirecek. Erken toplayınca buruşuk kalıyor fındık. Yazık günah değil mi? Üretici niye kendi ayağına kurşun sıkıyor anlayabilmiş değilim" ifadelerine yer verdi.